Tarihten Günümüze Bilecik

Bilecik, Marmara Bölgesi’nin güneydoğusunda; Marmara, Karadeniz, İç Anadolu ve Ege bölgelerinin kesişim noktası üzerinde yer alan küçük bir Anadolu şehridir. İl doğusunda Bolu ve Eskişehir, güneyinde Kütahya, batısında Bursa ve kuzeyinde Sakarya illeri ile komşu durumundadır. İlin yüzölçümü 4.321 km’dir. Bilecik’te merkez ilçeyle birlikte 8 ilçe,7 belde ve 243 köy bulunmaktadır.
Bilecik antik çağlardan günümüze kadar tarihin her döneminden izler taşıyan eski bir yerleşim yeridir. Şehirdeki ilk yerleşim MÖ 3000 yılına kadar gitmektedir. İlkçağlarda Frig, Lidya ve Pers hâkimiyeti altında olan yöre, Bithynia Krallığı’nın Roma İmparatorluğu’na katılması üzerine Romalıların idaresi altına girmiştir. Şehir, Selçuklu ve Osmanlı devletleri tarafından fethedilene kadar Bizans hâkimiyetinde kalmıştır.
Bilecik, Osmanlı İmparatorluğu’nun doğduğu topraklar olma özelliği taşıdığından, büyük öneme sahiptir. Osmanlı tarih boyunca da gerek ipekçilik, dokumacılık, tarım ve madencilik gibi ekonomik yönleriyle önemli bir merkezdir. Bursa-Eskişehir güzergâhındaki konaklama merkezi niteliğiyle de önemli yerleşimlerden biri olmuştur.1800’lü yıllarda, sahip olduğu 200’ü aşkın cami ve mescit,8 medrese,13 kilise,200 kadar okul, rüştiye mektebi ve çeşitli imalathanelerle Anadolu’nun orta ölçekli kentlerinden biri konumuna gelmiştir. Milli Mücadele Döneminde de önemli bir rol oynayan Bilecik, bu zor yıllarda birkaç kez düşman işgaline uğramış ve bu işgallerden çok büyük zarar görmüştür. Milli Mücadeleye bütün varlığıyla katılan Bilecik‘in nüfusu ve sosyoekonomik yapısı, savaş nedeniyle büyük yara almıştır.

Coğrafi yapısına bakıldığında, denizden yüksekliği 500 m olan Bilecik’in; Gölpazarı, Osmaneli ve Söğüt ilçelerinin Sakarya Irmağı kıyı şeridinde bulunan, mikro klima iklim bölgeleri dikkat çekmektedir. Yağış en çok ocak ve mayıs aylarında düşmektedir. Bu iklim özelliklerine bağlı olarak Bilecik’te tarım ve hayvancılık önemli bir yere sahip olmuştur. Başlıca tarım ürünleri arasında buğday, baklagiller, arpa, mısır, ayçiçeği, soğan, sivribiber, domates, patlıcan ve şerbetçiotu sayılabilir. Ceviz, üzüm, nar, ayva, kiraz ve karpuzuyla da meşhur olan Bilecik’te seracılık da yapılabilmektedir.

İlin ekonomisinde tarım ve hayvancılığın yanı sıra madencilik, ormancılık, mermer, seramik ve tahta işlemeciliği de önemli bir paya sahiptir. Bilecik’te bulunan zengin mermer ocakları, şehrin ekonomisine büyük katkı sağlamaktadır. Özellikle Bilecik’in merkezindeki ve Bozüyük ilçesindeki sanayi tesisleri, ilin ekonomik gelişmesinde büyük öneme sahiptir. Madencilik açısından zengin kaynaklara sahip olan Bilecik’in, seramik ve cam kullanılan kil, kaolin ve feldispat rezervleri çok zengindir. Bilecik ayrıca, “Bilecik taşı”denilen mermeriyle (kireç taşları) de meşhurdur.
Bilecik gelişmekte olan sosyoekonomik yapısının yanı sıra tarihten gelen çok zengin bir kültürel birikime de sahiptir. Sakarya Nehri’nin etrafında kurulu olan göletleri ve zenginliği ile tanınan yöre, antik çağlardan günümüze, tarihin izlerini taşır. Osmanlı Devleti’nin kurucusu olan Ertuğrul Gazi ve manevi kurucusu olan Şeyh Edebali’ Bilecik’te bulunmaktadır. Şehirdeki Şeyh Edebali ve Dursun Fakih türbeleri, Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçi almaktadır. Her yıl Ertuğrul Gazi’yi Anma ve Söğüt Şenlik Bilecik’e bağlı Söğüt’te yapılmaktadır. Metristepe Anıtı, Türk Büyükleri Platformu Sultan II. Abdülhamid döneminde yaptırılan Saat Kulesi, Bizanslılardan kalma Belekoma Kalesi, Köprülü Mehmet Paşa Kervansarayı ve Taşhan, tarihi ve turistik mekânlardandır. Bilecik, ormanları ve mesire yeri bakımından zengin bir şehirdir.
Şehrin yüzölçümünün %47’si ormanlarla kaplıdır. Kentte Pelitözü Göleti, Küçükt Göleti, Bozcaarmut Göleti ve Türbin gibi halkın ve yerli ziyaretçilerin rağbet ettiği mesire yerleri bulunmaktadır. Günümüzde Bilecik, gelişmekte olan üniversitesi, tarım, hayvancılık ve madenci potansiyeli, çeşitlenmekte olan sanayisi, kültürel ve turistik zenginlikleriyle Marmara Bölgesi’nin olduğu kadar Türkiye’nin de yükselen şehirlerindendir. Yanı başında İstanbul-Antalya çift yönlü yolu, şehrin diğer illere ulaşımını kolaylaştırmıştır. Çalışmaları devam eden Ankara-İstanbul yüksek hızlı tren projesi ve yapılmakta olan Yenişehir-Bilecik yolu tamamlandığında Bilecik’in bir çekim merkezi olacağı düşünülmektedir. Büyük şehirlerin karmaşık ve kalabalık yapısından uzak; sakin, huzurlu ve doğa ile iç içe Bilecik, suç oranının düşüklüğü ve uygun iklim koşulları bakımından da yaşam kalitesi yüksek bir şehirdir.